Türkiye’nin yeni yüzyılının hedeflerinden biri olan Antarktika’da Türk varlığını pekiştirmeye yönelik adımlar devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen 8. Ulusal Bilim Seferi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinesinde TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü yönetiminde sürdürülüyor.
Sefer kapsamında, küresel iklim değişikliğinin etkilerini araştıran bilim insanları, son üç yılda gerçekleştirdikleri projenin verilerini değerlendirerek bir rapor hazırladı.
Horseshoe Adası’nda bulunan Türkiye’nin bilimsel araştırma kampında sabit GNSS istasyonları aracılığıyla atmosferik su buharı, deniz seviyeleri, buz ve kar seviyeleri gibi önemli parametrelerin izlenmesini sağlayan bilim insanları, özellikle su buharı miktarındaki artışın küresel iklim değişikliğinden kaynaklandığını tespit etti.
Buzullardaki erime, İHA ve uydu ölçümleriyle görüldü
Ayrıca, İnsansız Hava Aracı (İHA) ve uydu tabanlı ölçme yöntemleri kullanılarak kar ve buzullarda önemli erimelerin olduğu gözlemlendi.
Horseshoe Adası’nda yapılan testlerde İHA görüntüleme yöntemiyle kar ve buzul alanlarının izlendiği projenin ilk sonuçlarına göre, 2022 ve 2023 yılları arasında yaklaşık 100 metrekarelik kar ve buzul alanlarında ortalama 7 metreküplük bir azalma yaşandı.
Erime hızlanırsa küresel iklim değişimi
Benzer şekilde, alan bazında yaklaşık yüzde 11’lik bir kayıp olduğu ve sadece bir yıl içinde kar ve buzullarda önemli erimeler olduğu belirlendi. Bu erimelerin sonucunda çeşitli buzul yarıkları ve su birikintileri oluştuğu tespit edildi.
Bilim insanları, buzulların bu hızla erimesinin devam etmesi durumunda, atmosfere daha fazla su buharı salınacağı ve sera gazı konsantrasyonlarının artacağından küresel iklim değişiminin hızlanacağını vurguluyor.
Küresel iklim değişikliğinin hızlı bir şekilde artması, tatlı su kaynağı olan buzulların erimesi ve denize karışarak yok olması anlamına gelmekte.
“Değişimlerin beraberinde ciddi miktarlarda buzul kayıpları mevcut”
8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy, Antarktika’da sadece deniz buzlarında azalmanın olmadığını, aynı zamanda buzullarda da çok ciddi kayıplar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Aslında bu konu haberlere de çok sık yansıyor, çok büyük buz kütlelerinin karadan saparak okyanusa entegre olduğu haberlerini duyuyoruz. 68 güney enleminde de tabii ki bizim buzul alanlarımız mevcut. Buzul alanlarımızın her sene ekipmanlarımızla, dronla yaptığımız çekimlerinde, aynı zamanda da kurduğumuz GNSS istasyonlarıyla buzuldaki çekilmeleri ve farklılıkları yıl bazında tespit edebiliyoruz.
Değişimlerin beraberinde ciddi miktarlarda buzul kayıpları mevcut. Son 3 senede ölçtüğümüz miktarları eğer biz tüm Antarktika’ya orantılayacak olursak, sadece bu 3 yılda kaybettiğimiz miktarın tüm Antarktika’da kaybolduğunu düşünürsek bir ‘Türkiye büyüklüğünde buz kaybı son 3 sene içerisinde gerçekleşti’ diyebiliriz.
şeklinde konuştu.
“Sayısal olarak erimeyi ortaya koymuş oluyoruz”
Karabulut, ölçümler için drone’ları kullandıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
Yapılan uçuşlar sonrasında elde edilen ortofotolarla buzullarda alan olarak yaklaşık yüzde 10 bir azalma olduğunu tespit ettik. Oranı eğer genele yayarsak yaklaşık Türkiye kadar bir erime olduğunu’ söyleyebiliriz. Çalışmanın sonuçları uydu verilerinin doğrulanmasında, uydu verilerinden elde edilen buzul değişimlerinin doğrulanmasında kullanılmakta ve bilim dünyasına önemli katkılar sunmaktadır.
Yüzde 10’luk bir alansal kayıp yanında buzullardan anladığımız ve görüldüğü üzere de yarıkların açıldığını tespit edebiliyoruz. Bu yarıkların açıklığını hesaplayarak da ne kadar bir kayıp olduğunu ve yılda ne kadar bir kayma olduğunu tespit edebiliyoruz. Bunu hem de gözle gözlemleyebiliyoruz. Gözle gözlemlemenin yanında sayısal olarak erimeyi ortaya koymuş oluyoruz. Yaptığımız bu çalışma sonucunda küresel ısınmanın sonuçlarını çok yakından bizzat görerek ve ölçerek küresel ısınmanın sonuçlarını gözlemleyebiliyoruz.