AYM’den, İliç’teki maden faciasından sonra gözaltına alınan Cezayirlioğlunu’nun 4 yıl önceki başvurusu için “hak ihlali” kararı

Asya Tekyaşar / Ankara

Anayasa Mahkemesi, 9 kişinin toprak altında kaldığı İliç’teki altın madeniyle ilgili olarak yaptığı açıklamalar nedeniyle gözaltına alınan Sedat Cezayirlioğlu’nun faciadan dört yıl önce açtığı davada, hak ihlali kararı verdi. AYM, altın madeninin kapasitesinin artırımı ile ilgili olarak verilen ÇED olumlu raporunun iptali istemiyle dava açan Cezayirlioğlu’nun açtığı talebinin kapsamlı bilirkişi incelemesi yapılmadan idare mahkemesi tarafından reddedilmesini hak ihlali saydı. AYM kararına göre yargılama yenilenecek.

Cezayirlioğlu, facianın yaşandığı İliç’teki madenle ilgili olarak Eylül 2018’te verilen kapasite artırım kararını yargıya taşıdı. Erzincan İdare Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde, şu iddialara yer verildi:

“Bilgilendirme toplantısının askı ilan ve anons yapılarak duyurulması gerektiği düzenlenmesine rağmen Çaltı ve Sabırlı köylerinde askı ilanı ve anons ile duyuru yapılmadığı, İliç ilçesi ve Yakuplu köyünde ise yalnızca askı ilanı yapıldığı,

Projeyi yürüten şirketin faaliyet izni olmamasına rağmen mera alanlarında sondaj, yarma ve galeri açılması gibi madencilik faaliyetleri yürüttüğü,

Projede kullanılacak kimyasalların bölgenin flora ve faunasına, tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile yöre halkının sağlığına önemli zararlar vereceği,

Aynı ruhsat alanında birden fazla maden işletmesi bulunan şirketin her iki işletme için tek bir ÇED raporu alması gerekirken kümülatif etki değerlendirmesini engellemek amacıyla ayrı ÇED raporları aldığı,

Atık depolama tesislerine ilişkin yönetmelik hükümlerinde, tesislerin yerleşim yerlerinin en az 250 metre uzağında kurulabileceği düzenlenmesine karşın tesisin köye 180 metre uzakta ve aktif deprem bölgesinde kurulduğu,

Şirketin işletmesindeki diğer maden işletmesinde kullanılan siyanürün aşırı yağışlar sonucunda sızıntıya yol açarak hayvan ölümlerine neden olduğu”

Bilirkişi: “Kalıcı etki olmaz”

İddialar üzerine mahkeme, çevre, inşaat, orman, maden ve jeoloji mühendislerinden oluşan alanında uzman beş kişilik bilirkişi heyeti refakatinde keşif yapılmasına karar verdi. Mahkeme, Cezayirlioğlu’nun heyete metalürji ve malzeme mühendisi, biyolog ve halk sağlığı uzmanının da katılması talebini reddetti.

Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, Cezayirlioğlu’nun iddialarına şu yanıtlar verildi:

“Çaltı, Sabırlı, Yakuplu köyleri ve İliç ilçesine ait askı ilan tutanaklarının dosyada bulunduğu, ilgili yönetmelikte anons ile duyuru yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı,

Orman alanlarında yeni yolların yapılması ile orman varlığı ve sürekliliği üzerinde oluşacak olumsuz etkilerin tahammül edilebilir boyutta olduğu, yolun geçtiği alanlarda orman alanlarının tamamen kaldırılacağı ancak bu durumun orman ekosistemine kalıcı bir etkisinin olmayacağı,

ÇED kararının yeterli bilimsel değerlendirme içerdiği bununla birlikte projenin etki alanındaki diğer yatırımlarla birlikte ele alınarak oluşabilecek kümülatif kirlilik etkisinin de incelendiği,

Proje kapsamında su kaynakları ile ilgili yeterli değerlendirme yapıldığı ve kirliliğe karşı gerekli önlemlerin alınacağının taahhüt edildiği,

Projenin yakınında bulunan aynı şirkete ait maden tesisi ile entegre olduğu kabul edilse dahi kimyasal kullanımı bakımından ek bir yük getirmeyeceği,

Proje alanı içinde bulunan mera ve orman alanlarının verimsiz olduğu ve çalışmaların bitiminden sonra bu alanların rehabilite edileceği, yeniden bitkilendirileceği ve bu şekilde maden çalışmaları ile oluşacak zararın bertaraf edilebileceği,

Atık depolama tesisinin bu projeye ait olmayıp yakında bulunan daha önce ÇED olumlu kararı mevcut başka tesisin bir parçası olduğu belirtilerek sonuç olarak ÇED olumlu kararının sürdürülebilir bir çevre için gereken kriterlere, ulusal ve uluslararası mevzuatta belirtilen teknik kriterlere uygun olduğu”

Mahkemeden “ÇED olumlu kararında hukuka aykırılık yok” kararı

Erzincan İdare Mahkemesi, rapor doğrultusunda, ÇED raporunda işletmenin yol açabileceği sorunların incelendiğini ve muhtemel zararların asgari düzeye indirilmesi için gerekenlerin tespit edildiğine karar verdi. Kararda, “Projenin tarımsal üretim, canlı yaşamı ve insan yaşamını tehlikeye düşürmeyeceği, bu hususlarda ÇED kararındaki tespitlerin yeterli olduğu, taahhütlerin proje sahasına uygulanabilir olduğu” belirtildi.

Cezayirlioğlu, mahkemenin ret kararı üzerine bilirkişi heyetinin seçiminde hata yapıldığı, raporun ÇED kararını değerlendirmekten uzak ve yetersiz olduğunu ileri sürdü ve temyiz talebinde bulundu. Davayı değerlendirmeye alan Danıştay Altıncı Dairesi, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle oyçokluğuyla onama kararı verdi.

Bunun üzerine Cezayirlioğlu, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Cezayiroğlu, sağlıklı çevrede yaşama hakkı, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.

Bakanlık, Cezayiroğlu’nun başvurusunun kabul edilemez olduğunu bildirdi

Adalet Bakanlığı, dava ile ilgili görüşünde, başvurunun kabul edilmezliğine karar verilmesini istedi.

AYM’den hak ihlali kararı

Davayı İliç’teki maden faciasından sonra, 4 yılın ardından karara bağlayan AYM, hak ihlali sonucuna vardı.

Kararda, “Başvurucunun ÇED olumlu kararı verilen projenin yapıldığı bölgede ikamet ettiği ve hayvancılıkla uğraştığı anlaşılmaktadır. Kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir” ifadelerine yer verdi.

“Rapor, iddialara yanıt vermiyor”

Kararda, bilirkişi raporunda ortaya konulan gerekçenin sınırlı olması ve başvurucunun belirli iddialarına doğrudan bir cevap verilmemesi özel hayata saygı hakkının ihlali olarak yorumlandı.

Kararda, aynı projeye ilişkin olarak bir başka başvurucunun açtığı davada da hak ihlali kararı verildiği anımsatılarak, şöyle devam edildi:

“Raporda, proje faaliyet alanında kalan mera nedeniyle bölgedeki hayvancılığın etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin esaslı bir değerlendirme yapılmadığı, yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunu hazırlayan heyette ziraat mühendisi bilirkişi bulunmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu kararda, bilirkişilerce ÇED raporunda bölge sakinlerinin temel geçim kaynağının hayvancılık olduğu ve proje alanında kalan meranın aktif olarak kullanıldığı ifade edilmesine rağmen anılan raporda meranın kısmen tahrip olduğu tespitine yer verilmekle yetinildiği vurgulanmıştır. Ayrıca bilirkişi raporunda meranın proje bitiminde rehabilite edileceği belirtilmişse de uzun bir süre devam edecek olan madencilik faaliyetinin hayvancılık üzerine etkisinin de incelenmesi ve bu hususta ÇED raporunda gerekli tedbirlerin öngörülüp öngörülmediğinin ortaya konulması gerektiğine değinilmiştir. Kararda son olarak Mahkemenin bilirkişi raporundan hareketle ortaya koyduğu gerekçenin sınırlı olması ve başvurucunun belirli iddialarına doğrudan bir cevap verilmemesi nedeniyle kamusal makamların özel hayata saygı hakkı bağlamında pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda da belirtilen tespitlerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.”

Yargılama yenilenecek

Kararda, hak ihlalinin giderimi için yeniden yargılama yapılması gerektiği belirtildi. Bu nedenle kararın bir örneği  Erzincan İdare Mahkemesi’ne gönderildi.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir