En agresif para politikası sıkılaştırmaları uygulamalarına ve enerji fiyatlarındaki düşüşe rağmen varlığını sürdüren “inatçı enflasyon”, merkez bankaları için de sorun olmayı sürdürüyor.
Avrupa ülkelerinde, Kovid-19 salgını sonrası tedarik zincirindeki sorunların hafiflemesine karşın Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle başta gıda, emtia, enerji ve diğer temel ihtiyaç maddeleri olmak üzere birçok ürünün fiyatındaki yüksek seyir devam ediyor.
Uzun yıllar çok düşük seyreden enflasyon, söz konusu gelişmelerin etkisiyle yükselişe geçerken, atılan adımlara karşın enflasyonda istenilen başarının sağlanamadığı ve “inatçı” bir hal alan enflasyonun yaşam maliyetini artırmaya devam ettiği görülüyor.
MERKEZ BANKALARININ FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMA HEDEFİ
Küresel piyasalar, merkez bankalarının enflasyon ve resesyon ikilemi içinde kalırken, yüksek belirsizliğin devam etmesi de dikkati çekiyor.
Faiz oranlarının “daha uzun süre daha yüksek” kalacağı yönündeki ileriye yönelik yönlendirmelerin artık ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) resmi duruşu haline geldiği belirtiliyor.
Faiz adımlarına karşın Çin ekonomisindeki büyümenin zayıflaması, Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD-Çin rekabeti gibi jeopolitik gelişmeler nedeniyle merkez bankalarının “fiyat istikrarını sağlama” hedefini tutturacağına yönelik yatırımcıların endişeleri de sürüyor.
“MERKEZ BANKALARI HAFTASI”
“Merkez bankaları haftası” olarak anılan bu hafta, aralarında Fed, BoE ve Japonya Merkez Bankası’nın da (BoJ) bulunduğu birçok merkez bankası, politika faizi kararını açıkladı. Bazı merkez bankaları beklentiler doğrultusunda, bazıları da sürpriz kararlara imza attı.
Fed ve BoE’nin ardından bugün de BoJ, değişikliğe gitmeyerek politika faizini sabit bıraktı.
Bu hafta Fed, politika faizini beklentiler dahilinde değiştirmeyerek 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında bıraktı. Federal fon oranına ilişkin tahminini bu yıl sonu için yüzde 5,6 olarak koruyan Fed, yıl sonuna kadar bir faiz artışının daha sinyalini verdi.
Fed’den yapılan açıklamada, son göstergelerin ekonomik aktivitenin “sağlam” bir hızda büyüdüğüne işaret ettiği belirtildi.
Fed Başkanı Jerome Powell, uygun olması halinde faiz oranlarını daha da artırmaya hazır olduklarını belirterek, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde hedefe doğru indiğinden emin olana kadar para politikalarını kısıtlayıcı bir seviyede tutma niyetinde olduklarını ifade etti.
Analistler, Fed’in politika faizini beklentiler doğrultusunda sabit bırakmasına karşın yılın geri kalanında bir faiz artışına daha gidebileceğinin sinyalini verdiğini aktararak, Fed Başkanı Jerome Powell’ın, enflasyonun hedefe yaklaşması için daha katetmesi gereken uzun bir yol olduğunu söylediğini anımsattı.
ECB FAİZ ARTIŞINI SÜRDÜRDÜ
ECB, 3 temel politika faizini 25 baz puan artırarak refinansman faizini yüzde 4,50’ye, mevduat faizini yüzde 4’e ve marjinal fonlama faizini de yüzde 4,75’e yükseltti.
ECB’den yapılan açıklamada, Avro Bölgesi’nde enflasyonun çok uzun süre yüksek seyretmesinin beklendiği aktarılarak, ECB’nin, orta vadede yüzde 2 olan enflasyon hedefini yakalamakta kararlı olduğu belirtildi.
ECB Yönetim Konseyi’nin, piyasalardaki gelişmeleri yakından izlediğine işaret edilen açıklamada, faiz oranı kararlarının, gelen ekonomik ve mali veriler, temel enflasyon dinamikleri, para politikası aktarımının gücü ve enflasyon görünümüne ilişkin değerlendirmeye dayanacağı bildirildi.
Son kararla birlikte ECB, son 10 toplantısında da faizleri artırmış oldu.
İNGİLTERE MERKEZ BANKASI FAİZ ORANINI SABİT TUTTU
BoE, dün “sürpriz” bir kararla yüzde 5,25 düzeyindeki politika faizini değiştirmedi.
BoE açıklamasında, “Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE), petrol ve enerji fiyatlarında yeniden oluşan yukarı yönlü baskılara rağmen gıda ve temel mal fiyatları enflasyonundaki düşüşleri yansıtacak şekilde, yakın vadede önemli ölçüde daha da düşmesi beklenmektedir.” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, para politikasının, TÜFE’nin orta vadede sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2 hedefine dönmesini sağlayacağı değerlendirmesinde bulunuldu.
BoE’nin sıkı para politikasının istihdam ve reel ekonomi üzerindeki etkilerini gözlemlediği belirtilen açıklamada, “Kurul’umuz, iş gücü piyasası koşullarının sıkılığı, ücret artışı ve hizmet fiyatı enflasyonunun seyri de dahil olmak üzere bir bütün olarak ekonomideki kalıcı enflasyonist baskıların ve esnekliğin göstergelerini yakından izlemeye devam edecektir.” ifadeleri kullanıldı.
İSVIÇRE MERKEZ BANKASI, FAİZİ SABİT BIRAKTI
İsviçre Merkez Bankası (SNB), art arda 5 faiz artırımının ardından politika faizini yüzde 1,75’te sabit tutarak para politikasını daha da sıkılaştırmaktan kaçındı.
Enflasyonist baskıya karşı koymak için ek parasal sıkılaştırmanın devreye alındığı aktarılan SBN açıklamasında, “Son birkaç çeyrekte önemli ölçüde sıkılaştırılan para politikası hala mevcut enflasyonist baskıya karşı koyuyor.” denildi.
Norveç Merkez Bankası, politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 4,25’e çıkarırken, Banka’nın 2024 için politika faizi tahmini ise yüzde 4,4 oldu.
İsveç Merkez Bankası, politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 4’e yükseltti. Banka tahminleri, politika faizinin daha da artabileceğine işaret etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da (TCMB) politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda 500 baz puan artırarak yüzde 30’a yükseltti.
JAPONYA MERKEZ BANKASI, GEVŞEK PARA POLİTIKASINA DEVAM EDİYOR
BoJ, artan fiyatlar ile yurt içi ve küresel büyüme görünümüne ilişkin yüksek belirsizlikleri dikkate alarak ultra gevşek para politikasında bir değişikliğe gitmedi.
Banka, politika faizini değiştirmeyerek yüzde eksi 0,1’de, 10 yıllık Japon devlet tahvili getirisini de sıfır civarında sınırladı.
Son zamanlarda BoJ’un onlarca yıldır uygulanan aşırı gevşek seyrini değiştirebileceğine dair spekülasyonlar ortaya atılırken, Banka, getiri eğrisi hedef aralığını da artı/eksi yüzde 0,5 düzeyinde korudu.
Temmuz ayında kabul edilen yüzde 1,0’lik yeni sabit tavanı da değiştirmeyen Banka, yaptığı açıklamada, yurt içi ve küresel ekonomideki “son derece yüksek belirsizliklere” dikkati çekti.